8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun Peki Hikayesi ?

Her yıl 8 Mart’ta dünyayı saran mor coşku, kadınların eşitlik ve adalet arayışının sembolü haline geldi. Ancak bu anlamlı günün ardında, okurken içinizi ürpertecek bir hikaye ve kadınların bitmek bilmeyen mücadelesi yatıyor. “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutladığımız 8 Mart, aslında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak doğdu ve kökleri 19. yüzyılın karanlık fabrika koridorlarına kadar uzanıyor. Hazırsanız, bu özel günün nasıl filizlendiğine ve dünyaya yayıldığına birlikte göz atalım.
Dünya Kadınlar Günü’nün Doğuşu: 19. Yüzyılın Çığlıkları
1800’lü yılların sonları ve 1900’lü yılların başları, sanayi devriminin gölgesinde ezilen işçi sınıfının, özellikle de kadınların çığlıklarının yükseldiği bir dönemdi. Kadınlar, tehlikeli fabrikalarda insanlık dışı koşullarda, erkeklerin yarısı kadar ücretle çalışmak zorunda kalıyorlardı. Eşit işe eşit ücret talebi, oy hakkı ve daha insanca çalışma koşulları için bir araya gelen kadınlar, sendikalarda örgütlenmeye başladılar. “Uluslararası Hazır Giyim İşçileri Sendikası” bu mücadelenin öncülerinden biri oldu ve kadın işçilerin sesini duyurmak için sayısız eylem gerçekleştirdi.
New York’tan Yükselen Alevler: Triangle Fabrikası Yangını
1911 yılının Mart ayında New York’ta yaşanan Triangle Gömlek Fabrikası yangını, Dünya Kadınlar Günü’nün dönüm noktası oldu. Yüzlerce kadının çalıştığı fabrikada çıkan yangında, kaçış kapılarının kilitli olması nedeniyle 123 kadın işçi feci şekilde can verdi. Çoğu genç göçmen kadınlardan oluşan kurbanların yaş ortalaması sadece 21’di. Bu korkunç olay, sadece New York’u değil, tüm dünyayı derinden sarstı.
Fabrika yangınının ardından New York’ta 100 binden fazla insanın katıldığı sessiz bir cenaze yürüyüşü düzenlendi. Bu acı olay, kadın işçilerin yaşadığı insanlık dışı koşulları tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi ve kadın hareketine büyük bir ivme kazandırdı. Sosyalist ve sendika aktivisti Rose Schneiderman’ın yangından sonra söylediği sözler ise tarihe kazındı: “Bu, kadınların diri diri yakıldığı ilk sefer değil… Kendimizi kurtarabilmemizin tek yolu, güçlü bir işçi sınıfı hareketi.”
8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü’ne Dönüşümü
1970’lerde Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan “Kadın Tarihi Haftası” kutlamaları, 8 Mart’ın önemini daha da artırdı. 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ın “Birleşmiş Milletler Dünya Kadınlar Günü” olarak resmen tanınmasını kabul etti. Bu karar, 8 Mart’ın dünya çapında kadınların mücadelesinin ve dayanışmasının sembolü haline gelmesini sağladı. Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, cinsiyet eşitliği için verilen mücadelenin ve kadın haklarının öneminin vurgulandığı küresel bir kutlama olarak tüm dünyada yankılanıyor.
İlham Veren Film Önerileri:
Dünya Kadınlar Günü’nün anlamını ve kadın mücadelesini daha iyi anlamak için izleyebileceğiniz ilham verici filmler:
- Suffragette: İngiltere’de kadınların oy hakkı mücadelesini konu alıyor.
- Hidden Figures (Gizli Sayılar): NASA’da çalışan üç Afro-Amerikalı kadının başarı hikayesini anlatıyor.
- Frida: Sanatçı Frida Kahlo’nun mücadele dolu yaşamını gözler önüne seriyor.
- Little Women (Küçük Kadınlar): 19. yüzyıl Amerika’sında yaşayan dört kız kardeşin bağımsızlık arayışını konu alıyor.
- Joy: Tek başına iş kuran bir kadının gerçek başarı hikayesini beyazperdeye taşıyor.
- Mulan: Güçlü bir kadın karakterin kendini bulma ve savaşma hikayesini animasyonla anlatıyor.
- Queen of Katwe (Katwe Kraliçesi): Zorlu yaşam koşullarına meydan okuyan bir kız çocuğunun satranç dehasına dönüşmesini konu alıyor.
- 20th Century Women (20. Yüzyıl Kadınları): Farklı kadın karakterler üzerinden dönemin toplumsal normlarına eleştirel bir bakış sunuyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kadınların yüzyıllardır süregelen eşitlik mücadelesine adanmış bir anma günüdür. Unutmayalım ki, bugüne kadar elde edilen tüm haklar, kadınların birlik ve mücadele ruhu sayesinde kazanılmıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir gelecek umuduyla, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!